4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde kanser ve kemoterapi hakkında merak edilen ve bilinmeyenleri Hisar Intercontinental Hospital Medikal Onkoloji Bölümü Doç. Dr. Ahmet Bekir Öztürk’ten öğrendik…
Kanser
vücut hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde üremeleri ile meydana gelen
bir hastalıktır. Sağlıklı vücut hücreleri (kas ve sinir hücreleri hariç)
bölünebilme yeteneğine sahiptirler. Fakat bu yetenekleri de sınırlıdır.
Sonsuz bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme
sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre gerektiği yerde ve gerektiği kadar
bölüneceğini bilir. Buna karşın kanser hücreleri, bu bilinci
kaybederler, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Kanser
hücreleri birikerek tümörleri (kitleleri) oluştururlar, tümörler normal
dokuları sıkıştırabilir, içine sızabilirler ya da tahrip edebilirler.
Ülkemizde kanser görülme sıklığı nedir?
Kanser tüm dünyada ölüm nedeni olarak, kalp
ve damar hastalıklarının hemen ardından gelmektedir. Batı toplumlarında
her yıl 250-350 kişiden biri kansere tutulmaktadır. 60 yaşın üzerindeki
grupta ise kanser sıklığı daha da çok artmakta 300 kişide 4-5 civarına
yükselmektedir. Ülkemizde kesin istatistikler bulunmamakla birlikte
görülme sıklığının bunun yarısı kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Kanserin nedenleri nelerdir?
Kanserin oluşmasında etkili birçok neden sayılabilir. Ailesel ve genetik faktörlerin yanı sıra kişinin yaşam tarzından ve dış etkenlerden kaynaklanan nedenler de bulunmaktadır.
Sigara ve alkol kullanımı, uzun süre güneşte kalma, kötü beslenme
alışkanlıkları bu grupta sayılabilir. Ayrıca kansere neden olan dış
faktörler de bulunmaktadır. Bunlar; yüksek dozda röntgen ışınına maruz
kalma, kimyasal maddeler, virüsler (Hepatit B,C, insan papilloma
virüs..), hava kirliliği, radyasyona maruz kalma gibi etkenler kanser oluşumuna davetiye çıkarabilir.
Kanser belirtileri nelerdir?
•Apple-tab-span" style="white-space:pre"> Rahim veya makattan gelen, normal olmayan kanama
• Memede veya vücutta ortaya çıkan şişlikler
• İyileşmeyen yaralar,
• Ağızda iyileşmeyen ağrılı/ağrısız yaralar,
• Ağıziçi ve dudakta beyaz veya kırmızı plaklar, kitle veya sertlikler,
• Uzamış ses kısıklığı ve öksürük
• Kanlı, pis kokulu balgam,
• Yutma güçlüğü veya hazımsızlık
• Ben veya siğillerde meydana gelen büyüme, renk değişikliği ve kanama
• Dışkılama değişiklikleri
• Kanamalı idrar
• Renk, şekil ve büyüklüğü değişen, çabuk kanayan veya ülserleşen benler,
• Göğüste ele gelen kitle,
• Meme derisi üzerinde kalınlaşma, çökme veya çekilme,
• Meme başından berrak veya kanlı akıntı,
• Uzamış ishal veya kabızlık,
• Açıklanamayan kilo kaybı
• Adette düzensizlik, fazla kanama veya uzun süreli kanama,
• Adet dönemleri arasında veya menopoz sonrası kanama,
• Cinsel ilişkiden sonra kanama,
• Normalden fazla vajinal akıntı,
• Uzun süren ve açıklanamayan ateşler,
Bu belirtiler olduğunda vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır.
En sık görülen kanser türleri nelerdir?
• Yemek borusu, mide ve barsak kanserleri
• Baş-boyun kanserleri
• Yumurtalık, rahim ağzı ve rahim kanserleri
Kemoterapi nedir?
Kanser
hastalığının tedavisinde kemoterapi önemli bir yer tutar. Kemoterapi
kanserin ilaç ile tedavi edilmesidir. Kemoterapi ile kanser hücresi
öldürülmeye çalışılır ve büyümesi yavaşlatılır. Kullanılan ilaçlar
kanser ilacı (antikanser ilaç, antineoplastik ilaç) olarak bilinen
kemoterapötiklerdir. (kimyasal ilaçlardır)
Hastanın
tedavisinde Cerrahi ve Radyoterapi, lokal tedavi işlevleri gören
yöntemler olup, onların arkasından kemoterapi ve immünoterapi gibi
sistemik tedaviler uygulanmaktadır.
Kemoterapi sitotoksik
ilaçlarla yapıldığı için özel bir ihtisas konusudur. Etkili dozlarda
fakat hastayı yan etkilerden koruyarak yapılması gereklidir. İlaçlar kan
yoluyla vücuda dağılarak, kontrolsüz şekilde büyüyen tümör hücrelerinin
çoğalmasını önler.
Kemoterapinin Amacı:
• Kanser Hastalığını tedavi etmek,
• Diğer organlara taşınmasını, yayılmasını önlemek,
• Tümörün büyümesini yavaşlatmak,
• Başka yerlere yayılım gösterdiyse, bu hücreleri yok etmek,
• Kanser Hastalığının yarattığı rahatsızlıkları, yakınmaları azaltmak veya ortadan kaldırmak.
Kemoterapi kim tarafından uygulanır?
Kemoterapi
ile ilgilenen bilim dalı Medikal Onkoloji, bu alanda çalışan hekim ise
Medikal Onkolog’dur. Medikal Onkolog tümör tedavisi konusunda
uzmanlaşmış bir İç Hastalıkları Uzmanıdır.
Kemoterapi verilme çeşitleri nelerdir?
1) Neo-Adjuvan
Kemoterapi Tedavisi; Tümörü sınırlı olan ve cerrahi olarak çıkarılması
mümkün olan hastalarda, kitlenin küçültülüp ameliyatın kolaylaştırılması
amacıyla verilir.
2) Adjuvan
Kemoterapi Tedavisi; Hasta ameliyat olduktan sonra, tekrar oluşma riski
değerlendirilerek lokal tekrarın önlenmesi veya hastalığın yayılmasını
önlemek amacıyla verilir.
3) Palyatif
Kemoterapi Tedavisi; Yaygın hastalıkta tümörü geriletmek veya kontrol
altında tutmak veya tümöre bağlı semptomların giderilmesi amacıyla
verilir.
Kemoterapi nasıl uygulanır?
Kemoterapinin değişik uygulama çeşitleri bulunmaktadır.
Kemoterapi
ilaçları sıklıkla damar yolu (intravenöz) ile verilir. Bunun yanı sıra;
oral yolla (ağızdan) alınan tabletler ve vücut boşluklarına (kas içi,
cilt altına enjeksiyon, karı içi ve akciğer zarları arasına uygulama)
yöntemleri de bulunmaktadır.
Kemoterapinin yan etkileri nelerdir?
Kemoterapi
tedavisi tümörlü hücreleri etkileyen bir tedavidir. Gelişen tıp
teknolojisi ile üretilen ilaçların büyük çoğunluğu, yan etkileri hasta
açısından oldukça minimize etmiştir. Ancak yine de bu süreçte normal
hücrelerin de etkilenmesi söz konusu olabilir.
Kemoterapide sıklıkla görülen yan etkiler bulantı, kusma, halsizlik, iştahsızlık, saç
dökülmesi, ishal veya kabızlık, yaygın vücut ağrıları, el ve ayaklarda
uyuşma, ağız içi yaralar, işitmede ve tat duyusunda azalma, kemik iliği
baskılanması; kırmızı kan (hemoglobin ve hematokrit) düşmesine bağlı
halsizlik, beyaz kan (lökosit ve nötrofil) düşmesine bağlı enfeksiyon riski, sarı kan (trombosit) düşmesine bağlı kanamalardır.
Ancak
bu yan etkilerin hepsi aynı anda ortaya çıkmaz. Kemorterapide
kullanılan elliden fazla ilacın kendine özgü yan etkileri vardır.
Hastalığın evresine, yerine, hastanın yaş, cinsiyet; eşlik eden diğer
hastalık tabloları ve bünye özelliklerine göre farklı şiddetlerde
yaşanabilir. Hasta alacağı ilacın yan etkileri hakkında ayrıntılı olarak
doktorundan bilgi almalıdır.
Kemoterapiye bağlı yan etkiler önlenebilir mi?
Kemoterapiye bağlı yan etkiler genellikle 24-48 saat içinde başlar ve çoğunlukla 7-10 gün içinde azalır veya kaybolur. Bazı yan etkiler uzayabilir.
Bulantı ve kusma için beynin bulantı ve kusma merkezini baskılayan ilaçlar kullanılmaktadır.
İştahsızlık ve kilo kaybı gelişen hastalarda oral beslenme ürünleri kullanılmaktadır.
Saçlar bazı ilaçlarda ilk kürden sonra dökülmeye başlar ve kemoterapi bitiminden birkaç ay sonra tekrar çıkar. Tedavi öncesi mümkünse saçlar kısa kesilmelidir.
Kırmızı
kanı düşük olan semptomatik hastalara kırmızı kan, sarı kanı düşük ve
kanaması olan hastalara sarı kan verilir. Beyaz kanı düşük olan ve ciddi
enfeksiyon riski olan bazı grup
hastalara ise kemik iliğini uyaran ilaçlar verilmektedir. Beyaz kanı
düşük olan hastalarda (nötrofil <1000) ateş yok ise koruyucu olarak
oral antibiyotik
tedavisi başlanır. Beyaz kanı çok düşük olan hastalarda (nötrofil
<500) ateş gelişirse bu tablo febril nötropeni olarak adlandırılır ve
ölüm riski yüksek olduğu için enfeksiyonun kaynağının saptanması ve
damardan geniş etkili antibiyotiklerin verilmesi için, şartlar mümkünse
tek kişilik odada izole edilerek yatırılmalıdır. Kemoterapi sonrası
genel durumda bozukluk gelişebilir.
Kemoterapi
sırasında oluşabilecek yan etkilerin geçici olduğu unutulmamalıdır.
Hastanın bu süreçte sakin, dayanıklı, umutlu, endişesiz olması bağışıklık
sistemini güçlendirir. Bağışıklık sisteminin güçlü olması hem
iyileşmede hem de yan etkilerin daha az hissedilmesinde çok önemlidir.
Tümör tedavisi nerelerde yapılmalıdır?
Tümör
tedavisi bir ekip işidir ve mutlaka bu ekibin tümünün olduğu
merkezlerde uygulanmalıdır. Bu ekipte tümör cerrahisi ile ilgilenen
Uzman Cerrah, Işın Tedavisi (radyoterapi) ile ilgili Radyasyon Onkoloğu,
Patolog, Radyolog, Kemoterapi uygulamasını bilen Hemşire, Kemoterapi ve
hasta bakımı ile ilgili Medikal Onkolog olmalıdır.
Uzmanlık,
deneyim ve teknolojinin hayati önem taşıdığı kanser tedavisinde “Tümör
Konseyi” oluşturularak, tıpta farklı uzmanlık dallarının, yapılacak
tedaviye ilişkin planlamalarını birlikte yapmaları gerekmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Kemoterapi Esnasında Çalışılabilir mi?
Birçok
kişi kemoterapi alırken normal hayat düzenini sürdürebilir. Doktorun
izin verdiği ölçüde ve tedavi planını aksatmamak şartıyla işine
gidebilir. Önemli olan hastanın kendisini yorgun hissettiği zamanlarda
yapılan işler ve etkinlikleri azaltmalıdır.
Bazı hastalarda
ise hastalığın cinsi ve yaygınlığı, yapılan tedavinin yoğunluğu ve yan
etkileri nedeniyle çalışma hayatını sürdürmek mümkün olamayabilir.
Örneğin kemoterapiden hemen sonra verilen bulantı kesici ilaçların uyku
hali yapması nedeniyle araba
kullanmak sakıncalı olabilir. Doktorunuzla mesleğinizi ve çalışma
düzeninizi konuşunuz. Yaptığınız iş, alacağınız tedavi sırasında sizin
için sorun yaratmıyorsa kısa dinlenme dönemleri ile çalışmaya devam
edebilirsiniz. Kemoterapi sırasında mümkün olduğu kadar günlük
yaşamınızı sürdürünüz.
Kemoterapi Sırasında Tatil Yapılabilir mi?
Tedavi
şeması aksatılmadan tatil yapılabilir. Tatil yeri ve şekli konusunda
doktora bilgi verilip öneriler alınmalıdır. Örneğin bazı ilaçlar cilt
üzerinde yan etki yapabilir ve güneş ışığı ile temas cilt lezyonlarını
artırabilir. Tatile gitmeden kan sayımı yapılmalı lökosit ve trombosit
değerleri uygunsa havuz veya denize girilmelidir.
Kemoterapinin Cinsellik Üzerine Olan Etkileri Nelerdir?
Erkeklerde
sperm sayısını azaltarak geçici veya nadiren kalıcı kısırlığa yol
açabilir. Testis tümörleri gibi üreme çağında görülen ve kemoterapi
verilen hastalar çocuk
sahibi olmak isterlerse tedavi öncesi sperm bankalarında spermleri
dondurularak korunabilir ve tedavi sonrası çocuk sahibi olabilirler.
Kadınlarda
adet düzensizlikleri yaşanabilir, adet kanamaları çoğunlukla geçici
veya bazen kalıcı olarak kesilip kısırlığa yol açabilir. Menopoza benzer
ateş basmaları, terleme ve vaginal kuruluk görülebilir.
Kemoterapi Esnasında veya Sonrasında Hamile Kalmak Riskli mi?
Kemoterapi esnasında hamile kalınırsa sakat çocuk doğurma riski yüksektir. Kemoterapi alırken gebe kalma ihtimaline karşı gerekli doğum kontrol
yöntemleri kullanılmalıdır. Kemoterapi sonrası hormonal durum normale
döndüğünde tedaviye devam edilmeyecekse doktor kontrolünde hamile
kalınabilir. Doğum sonrası kemoterapi gerekirse veya emzirme esnasında
hastalık tanısı konulup kemoterapi verilecekse anne kesinlikle bebeği emzirmemelidir.